Tezkiretü'ş-şuarâ / Latîfî ; [istinsah eden] Mahmûd b. Mustafa b. Celâl. Heşt behişt / Sehî Bey ; [istinsah eden] Mahmûd b. Mustafa b. Celâl.
Yer Numarası
Y.I/0030
Dil Kodu
Osmanlı Türkçesi
Yazar
Çoğaltan/Kopyalayan-Müstensih
Mahmûd b. Mustafa b. Celâl
Eser Adının Farklı Biçimi
Heşt bihişt
Telif Bilgisi
1. ve 2. kitap. 1520-1566 (Kanunî Devri).
İstinsah Bildirimi
1. kitap. Rebîülevvel 1000.
2. kitap. İstanbul, Rebîülâhir ortaları 1000.
2. kitap. İstanbul, Rebîülâhir ortaları 1000.
Fiziksel Niteleme
1. kitap. 2a-149, [2] varak ; 180x120 - 115x60 mm.
2. kitap. 149, [2] varak ; 180x120 - 336-28 mm.
Yaprak, satır ve sütun sayısı: 151 yaprak (302 sayfa), şiirler 2 sütun.
Yazı türü: Nesih.
Mürekkep rengi: Siyah ve kırmızı.
Kağıt özellikleri ve filigran bilgisi: Filigransız.
2. kitap. 149, [2] varak ; 180x120 - 336-28 mm.
Yaprak, satır ve sütun sayısı: 151 yaprak (302 sayfa), şiirler 2 sütun.
Yazı türü: Nesih.
Mürekkep rengi: Siyah ve kırmızı.
Kağıt özellikleri ve filigran bilgisi: Filigransız.
İçindekiler Notu
Tezkiretü'ş-Şuarâ'da Kanunî devrine kadar yaşamış şairler tanıtılmaktadır.
Tezkiretü'ş-Şuarâ'nın derkenarında Sehî Bey'in “Heşt Behişt“ isimli tezkiresi vardır.
Tezkiretü'ş-Şuarâ'nın derkenarında Sehî Bey'in “Heşt Behişt“ isimli tezkiresi vardır.
Eserin Fiziksel Yapısı içindeki Diğer Özellikler
2 kitap 1 cilttedir. “Tezkiretü'ş-Şuarâ“ ortada çerçeve içerisinde “Heşt Behişt“ derkenarda yer almaktadır. Yazı alanları mücedveldir.
Ketebe Kaydı
1. kitap. Kad vakaa'l-ferağ min tahîri kitâbî Tezkiretü'ş-şuarâ li mevlânâ…. fî şehri Rebîülevvel elf.
2. kitap. Bu kitâb-ı belâgat-nizâm ve fesâhat-encâm kitâbeti târîh-i hicret-i Hz. Seyyidi'l-enâmın elf şuhûrundan mâh-ı mübârek-i Rebîülâhirin evâsıtında mahrûse-i Kostantıniyye'de tamâun vâki'oldu, Mahmûd b. Mustafa b. Celâl elinden.
2. kitap. Bu kitâb-ı belâgat-nizâm ve fesâhat-encâm kitâbeti târîh-i hicret-i Hz. Seyyidi'l-enâmın elf şuhûrundan mâh-ı mübârek-i Rebîülâhirin evâsıtında mahrûse-i Kostantıniyye'de tamâun vâki'oldu, Mahmûd b. Mustafa b. Celâl elinden.
Notlar
Eser mensurdur.
“Tezkiretü’ş-şuarâ. Latîfî’nin en önemli eseri ve Tezkire-i Sehî’den sonra Anadolu sahasında yazılan ikinci tezkire olup bir mukaddime, üç fasıl ve bir hâtimeden oluşmaktadır. Alfabetik tertibi, edebî tenkit ve hükümlerinin objektifliği gibi özelliklerinden dolayı orijinal bir eser kabul edilir. Çeşitli kütüphanelerde 100 civarında nüshasının bulunması da gördüğü rağbetin bir ifadesidir. İlk defa İkdamcı Ahmed Cevdet’in bastırdığı eseri (İstanbul 1314), Mustafa İsen, matbu nüsha yanında yazma nüshalarından birini esas alarak sadeleştirip yayımlamıştır (bk. bibl.). Eserin tenkitli metni, doksan yedi nüshasını belirleyerek şecerelerini ortaya koyan ve beş nüshayı esas alıp metni tesis eden Rıdvan Canım tarafından hazırlanmıştır (bk. bibl.). Uzun yıllar ilim adamlarınca kaynak olarak kullanılan Ahmed Cevdet neşrinden hareketle varılan yargıların bu sonuncu çalışmadan sonra yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir. Sağlam olmayan bir yazmaya dayanan Ahmed Cevdet neşrinde yer almayan birçok mâlûmat dinî, siyasî ve içtimaî tarih açısından önem taşımaktadır. Tezkire, Osman Reşer (Oskar Rescher) tarafından Ahmed Cevdet neşri esas alınıp dokuz yazma nüsha da kullanılarak Almanca’ya çevrilmiştir (Latifi’s Tezkire, Tübingen 1950)“ DİA.
“Heşt Bihişt. Sehî Bey’in adını günümüze kadar devam ettiren en önemli eseri tezkiresi olup eser bugüne kadar Anadolu sahasında yazılan ilk şuarâ tezkiresi olarak bilinmektedir. Eser bir mukaddime, sekiz bölüm ve bir hâtimeden meydana gelmektedir. Heşt Bihişt, özellikle çağdaşı olan şairler hakkında verdiği bilgilerle günümüze kadar edebiyat tarihinin en önemli kaynaklarından biri olarak kullanılagelmiştir. Eser önce Mehmed Şükrü (İstanbul 1325), ardından Süleymaniye Kütüphanesi’nde (Ayasofya, nr. 3544) bulunan yazmanın faksimileleri on dört nüsha ile karşılaştırmalı olarak Günay Kut (Harvard 1978) ve sonra sadeleştirilerek Mustafa İsen (İstanbul 1980) tarafından yayımlanmıştır“ -- DİA.
İstinsah edenin adı derkenarda varak 149a'da yazmaktadır.
“Tezkiretü’ş-şuarâ. Latîfî’nin en önemli eseri ve Tezkire-i Sehî’den sonra Anadolu sahasında yazılan ikinci tezkire olup bir mukaddime, üç fasıl ve bir hâtimeden oluşmaktadır. Alfabetik tertibi, edebî tenkit ve hükümlerinin objektifliği gibi özelliklerinden dolayı orijinal bir eser kabul edilir. Çeşitli kütüphanelerde 100 civarında nüshasının bulunması da gördüğü rağbetin bir ifadesidir. İlk defa İkdamcı Ahmed Cevdet’in bastırdığı eseri (İstanbul 1314), Mustafa İsen, matbu nüsha yanında yazma nüshalarından birini esas alarak sadeleştirip yayımlamıştır (bk. bibl.). Eserin tenkitli metni, doksan yedi nüshasını belirleyerek şecerelerini ortaya koyan ve beş nüshayı esas alıp metni tesis eden Rıdvan Canım tarafından hazırlanmıştır (bk. bibl.). Uzun yıllar ilim adamlarınca kaynak olarak kullanılan Ahmed Cevdet neşrinden hareketle varılan yargıların bu sonuncu çalışmadan sonra yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir. Sağlam olmayan bir yazmaya dayanan Ahmed Cevdet neşrinde yer almayan birçok mâlûmat dinî, siyasî ve içtimaî tarih açısından önem taşımaktadır. Tezkire, Osman Reşer (Oskar Rescher) tarafından Ahmed Cevdet neşri esas alınıp dokuz yazma nüsha da kullanılarak Almanca’ya çevrilmiştir (Latifi’s Tezkire, Tübingen 1950)“ DİA.
“Heşt Bihişt. Sehî Bey’in adını günümüze kadar devam ettiren en önemli eseri tezkiresi olup eser bugüne kadar Anadolu sahasında yazılan ilk şuarâ tezkiresi olarak bilinmektedir. Eser bir mukaddime, sekiz bölüm ve bir hâtimeden meydana gelmektedir. Heşt Bihişt, özellikle çağdaşı olan şairler hakkında verdiği bilgilerle günümüze kadar edebiyat tarihinin en önemli kaynaklarından biri olarak kullanılagelmiştir. Eser önce Mehmed Şükrü (İstanbul 1325), ardından Süleymaniye Kütüphanesi’nde (Ayasofya, nr. 3544) bulunan yazmanın faksimileleri on dört nüsha ile karşılaştırmalı olarak Günay Kut (Harvard 1978) ve sonra sadeleştirilerek Mustafa İsen (İstanbul 1980) tarafından yayımlanmıştır“ -- DİA.
İstinsah edenin adı derkenarda varak 149a'da yazmaktadır.
Eser Kondisyonu
Eser sağlamdır.
Cilt Bilgileri
Sırtı meşin, üzeri siyah vinleks kaplı mukavva cilt. Şemseli ve şirazelidir.
Rakabe-İzleme-Takip Kelimesi
Tezkiretü'ş-Şuarâ'da takip kelimesi vardır.
Konu
Emeği Geçenler
Mahmûd b. Mustafa b. Celâl, müstensih.