Meşâirü’ş-şuarâ / Âşık Çelebi.
Yer Numarası
Y.I/0112
Dil Kodu
Osmanlı Türkçesi
Yazar
Telif Bilgisi
[1568]
Fiziksel Niteleme
307b varak. 153x225 - 90x195 mm.
Yaprak, satır ve sütun sayısı: 307 yaprak (616 sayfa), 29 satır.
Yazı türü: Ta'lik.
Mürekkep rengi: Siyah-başlıklar ve gerek görülen yerler kırmızı.
Kağıt özellikleri ve filigran bilgisi: Filigransız.
Yaprak, satır ve sütun sayısı: 307 yaprak (616 sayfa), 29 satır.
Yazı türü: Ta'lik.
Mürekkep rengi: Siyah-başlıklar ve gerek görülen yerler kırmızı.
Kağıt özellikleri ve filigran bilgisi: Filigransız.
Zahriye Bilgileri (Münavele, Mütalaa, Temellük vb)
Eserin zahriyesinde bilgi yoktur.
Eserin Fiziksel Yapısı içindeki Diğer Özellikler
Eserin son üç mısrası eksiktir.
Ketebe Kaydı
Eserde ketebe kaydı yoktur.
Notlar
Eser mensurdur.
“Latîfî ve Ahdî’nin eserlerinden sonra Anadolu’da yazılan dördüncü şairler tezkiresi olan Meşâirü’ş-şuarâ ebced harflerinin sıralanışına göre düzenlenmiş olup 976’da (1568) tamamlanmıştır…..Tezkiresinin başına oldukça uzun bir mukaddime koyan Âşık Çelebi önce şiir ve şairden bahsetmiş, ardından Sultan Osman’dan başlayarak Orhan Gazi, I. Murad, Yıldırım Bayezid, Süleyman Çelebi, Mehmed Çelebi, II. Murad, Fâtih Sultan Mehmed, II. Bayezid, Yavuz Sultan Selim, Kanûnî Sultan Süleyman ve II. Selim gibi Osmanlı padişahlarına yer vermiştir… Âşık Çelebi’nin önce Tevârîh-i Şuarâ adını verdiği, daha sonra Meşâirü’ş-şuarâ olarak adlandırdığı eser sadece bir şairler tezkiresi değil dönemin sosyal hayatını, eğlence yerlerini, zevklerini, nükte anlayışını ortaya koyması bakımından da önemli bir kaynak niteliğindedir. Tanıdığı şairler hakkında orijinal ve ayrıntılı bilgiler veren müellifin nesirde ortaya koyduğu üslûp da eserin değerini arttırmaktadır….Meşâirü’ş-şuarâ’nın önemli nüshaları şunlardır: 1. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’ndeki nüsha (Yeniler, nr. 129). Müellif hattıyla olup 971 (1563-64) yılında kaleme alınan müsveddedir. Eser 976’da (1568) tamamlandığına göre bu nüsha tam değildir, fakat müellif hattıyla oluşu önemini arttırmaktadır. Hâfız-ı Şîrâzî ile başlayan nüshada eserin adı Tezkiretü’ş-şuarâ ve meşâirü’z-zurefâ şeklinde kayıtlı olmakla beraber Tevârîh-i Şuarâ olarak da geçer (vr. 35a). 2. Hacı Selim Ağa Kütüphanesi’ndeki nüsha (Hüdâî Efendi, nr. 1157, 205 varak). Müellif hattıyla 975’te (1567) tamamlanan ve müsvedde ile temiz arasında bir özellik taşıyan bu yazmada 423 şair tanıtılmaktadır. British Library’deki nüsha (Or., nr. 6434) bu veya bundan gelen başka bir nüshadan kopya edilmiş gibi görünmektedir. 3. British Library nüshası (Or., nr. 6434). 977’de (1569-70) istinsah edilen yazmada 424 şair bulunmaktadır. Mehmed b. Murad adlı bir kişinin istinsah ettiği bu kopya, faksimilesiyle birlikte Âşık Çelebi’nin hayatına ve eserlerine dair bir önsöz, nüsha farklarını veren notlar ve indeksle G. M. Meredith-Owens tarafından yayımlanmıştır (Meşā‘irü’ş-şuarā or Teẕkere of ‘Āşık Çelebi, London 1971). 4. Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki nüsha (Âşir Efendi, nr. 268, 390 varak). 978’de (1570-71) istinsah edilen bu yazmada 417 şair yer almaktadır. 5. Millet Kütüphanesi’ndeki nüsha (Ali Emîrî Efendi, Tarih, nr. 772). Şairlerin hayatı kısmında pek çok eksikliğe rastlanmakla birlikte Âşık Çelebi’nin kendi minyatürü dahil olmak üzere minyatürlü olması bakımından önemli sayılmaktadır. İstanbul Kütüphaneleri Tarih-Coğrafya Yazmaları Kataloğu’nda Âşık Çelebi Tezkiresi’nin yedi nüshası belirtilmekteyse de (s. 579-581) Meredith-Owens yaptığı neşirde eserin yirmi yedi nüshasını tesbit ettiğini bildirmektedir (s. XX-XXIII). Filiz Kılıç ise hazırladığı doktora tezinde eserin otuz nüshasını belirlemiş, bunlardan beşini esas alarak tezkirenin tenkitli metnini ortaya koymuştur (bk. bibl.)” – DİA.
Eserin birçok sayfasının derkenarında “sah (tashih)“ kayıtları vardır.
“Latîfî ve Ahdî’nin eserlerinden sonra Anadolu’da yazılan dördüncü şairler tezkiresi olan Meşâirü’ş-şuarâ ebced harflerinin sıralanışına göre düzenlenmiş olup 976’da (1568) tamamlanmıştır…..Tezkiresinin başına oldukça uzun bir mukaddime koyan Âşık Çelebi önce şiir ve şairden bahsetmiş, ardından Sultan Osman’dan başlayarak Orhan Gazi, I. Murad, Yıldırım Bayezid, Süleyman Çelebi, Mehmed Çelebi, II. Murad, Fâtih Sultan Mehmed, II. Bayezid, Yavuz Sultan Selim, Kanûnî Sultan Süleyman ve II. Selim gibi Osmanlı padişahlarına yer vermiştir… Âşık Çelebi’nin önce Tevârîh-i Şuarâ adını verdiği, daha sonra Meşâirü’ş-şuarâ olarak adlandırdığı eser sadece bir şairler tezkiresi değil dönemin sosyal hayatını, eğlence yerlerini, zevklerini, nükte anlayışını ortaya koyması bakımından da önemli bir kaynak niteliğindedir. Tanıdığı şairler hakkında orijinal ve ayrıntılı bilgiler veren müellifin nesirde ortaya koyduğu üslûp da eserin değerini arttırmaktadır….Meşâirü’ş-şuarâ’nın önemli nüshaları şunlardır: 1. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’ndeki nüsha (Yeniler, nr. 129). Müellif hattıyla olup 971 (1563-64) yılında kaleme alınan müsveddedir. Eser 976’da (1568) tamamlandığına göre bu nüsha tam değildir, fakat müellif hattıyla oluşu önemini arttırmaktadır. Hâfız-ı Şîrâzî ile başlayan nüshada eserin adı Tezkiretü’ş-şuarâ ve meşâirü’z-zurefâ şeklinde kayıtlı olmakla beraber Tevârîh-i Şuarâ olarak da geçer (vr. 35a). 2. Hacı Selim Ağa Kütüphanesi’ndeki nüsha (Hüdâî Efendi, nr. 1157, 205 varak). Müellif hattıyla 975’te (1567) tamamlanan ve müsvedde ile temiz arasında bir özellik taşıyan bu yazmada 423 şair tanıtılmaktadır. British Library’deki nüsha (Or., nr. 6434) bu veya bundan gelen başka bir nüshadan kopya edilmiş gibi görünmektedir. 3. British Library nüshası (Or., nr. 6434). 977’de (1569-70) istinsah edilen yazmada 424 şair bulunmaktadır. Mehmed b. Murad adlı bir kişinin istinsah ettiği bu kopya, faksimilesiyle birlikte Âşık Çelebi’nin hayatına ve eserlerine dair bir önsöz, nüsha farklarını veren notlar ve indeksle G. M. Meredith-Owens tarafından yayımlanmıştır (Meşā‘irü’ş-şuarā or Teẕkere of ‘Āşık Çelebi, London 1971). 4. Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki nüsha (Âşir Efendi, nr. 268, 390 varak). 978’de (1570-71) istinsah edilen bu yazmada 417 şair yer almaktadır. 5. Millet Kütüphanesi’ndeki nüsha (Ali Emîrî Efendi, Tarih, nr. 772). Şairlerin hayatı kısmında pek çok eksikliğe rastlanmakla birlikte Âşık Çelebi’nin kendi minyatürü dahil olmak üzere minyatürlü olması bakımından önemli sayılmaktadır. İstanbul Kütüphaneleri Tarih-Coğrafya Yazmaları Kataloğu’nda Âşık Çelebi Tezkiresi’nin yedi nüshası belirtilmekteyse de (s. 579-581) Meredith-Owens yaptığı neşirde eserin yirmi yedi nüshasını tesbit ettiğini bildirmektedir (s. XX-XXIII). Filiz Kılıç ise hazırladığı doktora tezinde eserin otuz nüshasını belirlemiş, bunlardan beşini esas alarak tezkirenin tenkitli metnini ortaya koymuştur (bk. bibl.)” – DİA.
Eserin birçok sayfasının derkenarında “sah (tashih)“ kayıtları vardır.
Eser Kondisyonu
Eser sağlamdır.
Cilt Bilgileri
Sırtı deri kaplı mukavva cilt.
Rakabe-İzleme-Takip Kelimesi
Var.